Ne yalan söyleyim dün gece açtım filmi ve tamamını izleyim dedim. Ancak yarım saatlik süreden sonra , yani filmin konusu tam başlarken ve gelişmeler hızlanırken kendi kendime bu film bana göre değil dedim.. İçinde çok fazla yapay olgu gözüme çarptı ve İstanbul'un jet sosyetesini canlandıran bazı karakterler de iyice sinirimi bozdu.. Bir diğer dikkatimi çeken şey ise filmin başrol oyuncusu olan Begüm Kütük ile Sinema Kobal'ın (filmde ayrılmaz ikililer) hep aynı kostümleri giymeleri ve sanki özenti gençliği simgeliyor olmalarıydı.. BU kadar garip olayın üzerine bir de pahalı barlar ve alışık olmadığımız hayat tarzı "tamam bu film bu kadar izlenir , gerisini de hayal gücümle tamamlayabilirim" yorumunu beraberinde getirdi..
Yani mücadeleci bir iş kadını , züppe ancak cimri bir çocukla flört ediyor , ancak çocuk artık kızın ilgisini çekmemeye (gerek davranışları gerekse de dış görünüşüyle) başlar.. Kız aslında zengin değildir ve bir süre sonra iş yerindeki bayan patrona lafı çakıp oradan ayrılır.. Beraberinde bu ikilinin romantik birşeyler aramaları üzerine gelişen olayları anlatan filme tam bir komedi filmi demem zordur. Siz izledikten sonra kararınızı zaten vereceksiniz..
0 yorum:
Yorum Gönder